Son Çare

Ölüme son çare olarak bakmalısın. Hiç kimsenin seni alıkoyamayacağını bil. Ama ölüme gidebileceğin için onu yedekte tut; sonuna kadar.

Diyelim ki gece bir kabus gördün. Bunun bir kabus olduğunu bilirsin ve kurtulmak için başını biraz oynatman yeter. Her şey daha basit, daha dayanılır hale gelir ve bir bakarsın en korktuğun şeyden zevk alır olmuşsun. Hayat seni korkutuyorsa, içini yakıyorsa, en yakınların çirkin maskeler takmışsa…

Hayat budur de, ikinci kez çağrılacağın bir oyun olduğunu söyle. Zevk verici ve acı çektirici bir oyun, inanç ve aldatmaca oyunu, maskeler oyunu. Onu sonuna kadar oyna, ister oyuncu olarak, ister izleyici olarak. İzleyici olman daha iyi, içinden kolay çıkarsın. “Son Kurtuluş Çaresi” yaşamama hep yardımcı olmuştur. Elimin altında olduğu için, bu çareye hiç başvurmadım.

Ama ahretin direksiyonu elimin altında olmasaydı, kendimi tuzağa düşmüş hisseder ve bir an önce kaçmaya bakardım.

Kendi kötün ile kendi iyini kendine sağlayabilir misin?

Kendi kötün ile kendi iyini kendine sağlayabilir misin?… Kendi istemini bir yasa olarak kendi üstüne asabilir misin?… Kendi kendinin yargıcı olabilir misin ve kendi yasasının öç alıcısı?…

Korkunçtur, kendi yasasının yargıcı ve öç alıcısıyla yalnız kalmak… Yıldız işte böyle fırlatır ıssız uzaya, yalnızlığın buzlu soğuğuna…

Ama bir gün yalnızlık yoracak seni… Bir gün eğilecek gururun ve yürekliliğin yılacak…Bir gün haykıracaksın: Yalnızım ben!…

Bir gün artık görmeyeceksin yüksekliğini, alçaklığını ise pek yakından göreceksin… Kendi yüceliğin bir hayalet gibi korkutacak seni.. Bir gün haykıracaksın: Her şey düzme!…

Mutlu Olmak

Mutluymuş gibi görünmenin tuzağından kurtulmak için ne yapılmalı?

Elimizdeki mevcut değerleri bildiğimizi sanıp kendimizi hayattan
emekliye mi ayrılmalı, Yada Herşeye rağmen cesaret edip , tutkuyla
hayallerimizin peşinden mi gitmeliyiz.. Sizce hangisi doğru bir karar olurdu?

Bir çoğumuz istemediğimiz bir hayatı yaşamak zorundayız ve her
seferinde o umutsuz boşluktan çıkmak için bir kaç yol ararız
kendimize yalanlar söyleriz fakat yine olduğumuz o boşluktan
bir adım öteye geçemeyiz, açıkçası kısır bir döngü bu.. Okumaya devam et